Bu kutsal topraklarda, dedelerimizin büyük bir fedakârlık ve cesaretle verdikleri bağımsızlık mücadelesini yerinde görmek, o günlerin ne denli zor ve anlamlı olduğunu daha iyi kavramanızı sağlar. Şehitlik alanında yer alan anıtlar, müzeler, siperler ve yazıtlar, hem duygusal hem de eğitici bir deneyim sunar.

Rehberli turlar sayesinde savaşın geçtiği bölgeleri gezerken, Çanakkale Savaşı’nın hangi şartlarda yapıldığını, askerlerin yaşadığı zorlukları ve gösterdikleri kahramanlıkları daha yakından öğrenme imkânı bulabilirsiniz. Bununla birlikte, Çanakkale Boğazı’nın eşsiz manzarası ve bölgenin doğal güzellikleri de bu ziyaretinizi daha da anlamlı kılar.

Kısacası, Çanakkale Şehitlikleri; geçmişe saygı, bugüne minnet ve geleceğe umutla bakmak isteyen her bireyin hayatında en az bir kez görmesi gereken, derin anlamlar barındıran bir mekândır.

UNESCODünyaMirası Listesi’nde yer alan Troya, yalnızca antik kalıntılarıyla değil, taşıdığı sembolik anlamlarla da ziyaretçilerini derinden etkiler. Kentte yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılan surlar, tapınaklar, tiyatro kalıntıları ve yaşam alanları; Troya’nın yalnızca bir efsaneden ibaret olmadığını, gerçek bir medeniyetin merkezi olduğunu gözler önüne serer.

Ziyaretçiler, bölgede yer alan Troya Müzesi sayesinde kazılarda çıkan eserleri inceleyebilir, arkeolojik süreç hakkında bilgi alabilir ve Troya Uygarlığı'nın tarih boyunca geçirdiği evreleri detaylı bir şekilde öğrenebilirler. Ayrıca alanda yer alan dev Truva Atı maketi, özellikle çocukların ilgisini çekerken, fotoğraf çekmek isteyenler için de popüler bir durak haline gelmiştir.

Doğayla iç içe, tarih kokan bu atmosferde gezinirken kendinizi bir masalın ya da destanın içinde gibi hissedersiniz. Binlerce yıl öncesine uzanan bu kadim kent, geçmiş ile günümüz arasında köprü kurarak insanı hem düşündüren hem de büyüleyen bir deneyim sunar.

Bozcaada, tarihi dokusunu koruyan sokakları, Rum ve Türk mimarisinin iç içe geçtiği evleri, bozulmamış doğası ve tertemiz denizi ile ziyaretçilerine hem huzurlu hem de keyifli bir gün sunar. Ada, özellikle yaz aylarında günübirlik geziler için oldukça uygun bir destinasyondur.

Tarihi, doğası, denizi ve lezzetleriyle Bozcaada, hem dinlenmek hem de yeni yerler keşfetmek isteyenler için ideal bir gezi rotasıdır. Yakın konumu sayesinde, otelden çıkıp gün içerisinde gidip dönebileceğiniz rahatlıkta olması da önemli bir avantajdır.

Günümüzde Çanakkale şehir merkezinde sergilenen Truva Atı, 2004 yapımı "Troy" filminde kullanılan orijinal film dekoru olarak bilinmektedir. Filmin ardından Çanakkale’ye hediye edilen bu anıt, özellikle turistlerin ilgisini çeken ve fotoğraf çektirmek için uğradığı önemli bir durak haline gelmiştir.

Truva Atı’nın bulunduğu sahil alanı, yürüyüş yolları, dinlenme alanları ve deniz manzarasıyla keyifli bir mola noktası sunar. Bölgeyi ziyaret ettiğinizde, yalnızca efsanevi bir hikâyeye tanıklık etmekle kalmaz, aynı zamanda Çanakkale'nin kültürel atmosferini de yakından hissedebilirsiniz.

Assos, antik dönemlerde bölgedeki tek büyük limana sahip olması sayesinde ticaret açısından oldukça stratejik bir konumda bulunuyordu. Ege Denizi'nden geçen gemiler burada durur, alışveriş yapar, mallarını değiş tokuş ederdi. Bu durum, kentin ekonomik açıdan gelişmesini sağladı ve zamanla önemli bir ticaret merkezi hâline getirdi. Kentin ünü sadece limanıyla sınırlı kalmadı; özellikle andezit taşından yapılan lahitleriyle büyük bir ticari değer kazandı. Bu lahitler Lübnan, Suriye, Yunanistan ve Roma’ya kadar ihraç edilmiştir.

Assos’un mimari yapıları da oldukça dikkat çekicidir. Kenti çevreleyen surlar, taş döşeli yollar, agora (çarşı alanı), nekropol (mezarlık), hamam kalıntıları ve özellikle de Athena Tapınağı, kentin kültürel ve dini yapısını gözler önüne serer. Kentin en yüksek noktasında yer alan Athena Tapınağı, sadece dini bir merkez değil, aynı zamanda Midilli Adası’nın ve Ege’nin nefes kesici manzarasını izleyebileceğiniz eşsiz bir seyir noktasıdır. Tapınağın hemen eteğinde yer alan tiyatro, günümüzde hâlâ ayakta olan yapılarıyla antik dönemin sosyal yaşamına ışık tutar.

Gökçeada, özellikle bakir koyları, organik ürünleri, rüzgâr sörfüne elverişli plajları ve Rumköyleriyle dikkat çeker. Zeytinliköy, Tepeköy ve Dereköy gibi köylerde geleneksel taş evleri görebilir, eski Rum fırınlarında pişen tatlıları tadabilir, ada halkının misafirperverliğini hissedebilirsiniz. Ayrıca adada bulunan Tuz Gölü, Gizli Liman ve Yıldız Koy gibi doğal alanlar hem dinlenmek hem de fotoğraf çekmek için idealdir.

Gökçeada, aynı zamanda Türkiye’nin “ilk ve tek sakin şehri (Cittaslow)” unvanına sahip adasıdır. Bu da adanın doğal yaşamı, kültürel değerleri ve çevre duyarlılığı konusunda ne denli korunaklı olduğunu gösterir. Günübirlik geziler ya da birkaç günlük konaklamalar için oldukça uygun olan Gökçeada, hem doğayla baş başa kalmak hem de kültürel bir keşif yapmak isteyenler için eşsiz bir duraktır.